2017 İlkbahar-Yaz podyumlarında kendi ayakları üzerinde duran güçlü kadın imajı karşımıza çıkarken, modayı bir araç olarak kullanan tasarımcıların verdiği feminizm mesajları hayatlarımıza sahip çıkmak adına bize motivasyon kaynağı oluyor.

G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde feminizm ne anlama geliyor? Uzun s&uuml;redir bu sorunun cevabının peşindeyiz. Herkes kendi yaşanmışlıkları doğrultusunda farklı bir yorum yaparken, 18 yaşındaki &ouml;d&uuml;ll&uuml; yazar Chimamanda Ngozi Adichie&rsquo;nin TEDx&rsquo;de 2013 yılında ger&ccedil;ekleştirdiği, izlenme rekoru kıran &ldquo;We Should All be Feminists/Hepimiz Feminist Olmalıyız&rdquo; konuşması, aradan yıllar ge&ccedil;miş olmasına rağmen h&acirc;l&acirc; hepimizin aklında. Aynı ismi taşıyan bir kitap da &ccedil;ıkaran Adichie, TEDx i&ccedil;in hazırladığı metinde; &ldquo;Bana g&ouml;re feminist, &lsquo;Evet, cinsiyetle ilgili bir problem var ve bunu &ccedil;&ouml;zmeliyiz, daha iyisini yapmalıyız&rsquo; diyen kadın ya da erkek, herkestir&rdquo; a&ccedil;ıklamasını yaparak herkesi bu uğurda savaşmaya &ccedil;ağırmıştı.&nbsp;

Bu &ccedil;ağrının ardından, t&uuml;m d&uuml;nyada arka arkaya ger&ccedil;ekleşen etkinliklerin sayısı her ge&ccedil;en g&uuml;n arttı. Hillary Clinton&rsquo;ın Amerika&rsquo;nın ilk kadın başkanı olmak i&ccedil;in se&ccedil;imlerde adaylığını ortaya koyması atılan en b&uuml;y&uuml;k adımlardan biriydi. Onun bu cesur hamlesinin ardından Hollywood&rsquo;un &ouml;nde gelen kadınları da haklarının peşine d&uuml;şt&uuml;ler.&nbsp;

Katıldıkları &ouml;d&uuml;l t&ouml;renlerinden dergi r&ouml;portajlarına her fırsatta kadın-erkek eşitsizliğini dile getiren sanat&ccedil;ılar arasında Cate Blanchett, Emma Watson, Beyonc&eacute;, Scarlett Johansson ve Ellen Page gibi isimler yer alıyor. Milyonları peşinden s&uuml;r&uuml;kleyen bu yıldızlar, biz derginin Şubat sayısını baskıya g&ouml;nderirken Washington&rsquo;da her yıl Ocak ayının son haftası ger&ccedil;ekleşen geleneksel Women March y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml; i&ccedil;in son hazırlıkları yapıyordu. Adichie&rsquo;nin &ouml;nderliğinde başlayan bu modern feminizm akımı, 2017 İlkbahar-Yaz sezonunda moda d&uuml;nyasını da hakimiyeti altına aldı. Tarih boyunca farklı alanlarda her zaman g&uuml;ndem olan feminizm ilk kez yeni sezonda moda d&uuml;nyasında bu kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir duruşa sahip.&nbsp;

Bir kadının Chanel etek-ceket takımı, Prada topuklu ayakkabıları, Herm&egrave;s &ccedil;antasıyla kendi hakları i&ccedil;in meydanlarda protestolara katılması fikri bir&ccedil;ok kişiye tuhaf gelse de; Chanel&rsquo;in Adichie&rsquo;nin konuşmasının hemen ardından ger&ccedil;ekleşen 2015 İlkbahar-Yaz defilesiyle bu algı kırılmaya başladı. 1960&rsquo;lı yıllarda sokakta ger&ccedil;ekleşen protestolardan ilham alarak Grand Palais&rsquo;de d&uuml;zenlediği defilesinde, &ldquo;History is Her Story&rdquo; ve &ldquo;Women&rsquo;s Rights are More Than Alright&rdquo; sloganlarını podyumlara taşıyan modaevi, Vivienne Westwood&rsquo;dan sonra kadın haklarını bu şekilde aleni podyumlara taşıyan ilk isim oldu.

&nbsp;

GettyImages-634978180.jpg

Kadın tasarımcıların ka&ccedil;ınılmaz y&uuml;kselişi

Moda tarihine bakıldığında, yaptığı devrimlerle ismini b&uuml;y&uuml;k harflerle bu tarihe yazdıran kadınların sayısı olduk&ccedil;a azdır. Karl Lagerfeld&rsquo;in halefi olduğu Coco Chanel onlardan biri. Kadınları i&ccedil;inde sıkıştıkları korselerden &ccedil;ıkararak kıyafet &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; sunan tasarımcının dışında, yakın ge&ccedil;mişe kadar &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k vaadi genelde Christian Dior, Yves Saint Laurent ve Paul Poiret başta olmak &uuml;zere erkek tasarımcılardan geliyordu. Son yıllarda Stella McCartney ve Phoebe Philo gibi isimler sayesinde dengeler değişmeye başladı. G&uuml;n&uuml;m&uuml;z kadınlarının arzularını en iyi şekilde hayata ge&ccedil;iren kadın tasarımcılar, modaevlerinin yeni g&ouml;z bebekleri.&nbsp;

2017 İlkbahar-Yaz defilelerine g&ouml;z attığımızda, kadın kreatif direkt&ouml;rlerin sayısında şaşırtıcı bir artış olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. New York Magazine&rsquo;in sivri diliyle tanınan moda yazarı Cathy Horyn, Paris Moda Haftası sona erdiğinde k&ouml;şesinde, &ldquo;Bu sezon podyumlara kadın tasarımcılar h&uuml;kmetti!&rdquo; başlığını atarak değişimin altını &ccedil;izmişti. Tabii, bunda Christian Dior&rsquo;un ilk kadın tasarımcısı olma &uuml;nvanına sahip Maria Grazia Chiuri&rsquo;nin etkisi g&ouml;z ardı edilemezdi.

Raf Simons&rsquo;ın Dior&rsquo;a vedasının ardından herkes markanın yeni kreatif direkt&ouml;r&uuml;n&uuml;n kim olacağını merak ediyordu. Beklenen a&ccedil;ıklama ge&ccedil;tiğimiz yaz aylarında markadan geldi. Daha &ouml;nce Pierpaolo Piccioli&rsquo;yle birlikte Valentino&rsquo;da g&ouml;rev alan Chiuri&rsquo;nin Dior&rsquo;a transferi moda d&uuml;nyasının g&uuml;ndemine bomba gibi d&uuml;şt&uuml;. Kurulduğu g&uuml;nden bu yana hep erkek tasarımcılarla &ccedil;alışan modaevi, ilk kez bir kadın tasarımcıya kreatif direkt&ouml;r &uuml;nvanı vererek t&uuml;m d&uuml;nyada y&uuml;kselişe ge&ccedil;en modern feminizm akımının tam ortasında yerini aldı. Maria Grazia Chiuri de kendisine sunulan bu fırsatı ta&ccedil;landırarak koleksiyonunu Chimamanda Ngozi Adichie&rsquo;nin meşhur &ldquo;We Should All Be Feminists&rdquo; s&ouml;zleri etrafında kurguladı. Uzun s&uuml;redir aşk-nefret ilişkisi yaşayan moda ve feminizm bu kurgu sayesinde hi&ccedil; olmadığı kadar yakınlaştı.&nbsp;

Hazırladıkları koleksiyonlarla her sezon milyonlarca kadına ulaşma fırsatı bulan markalar aslında modern feminizm akımını t&uuml;m d&uuml;nyaya duyurmak i&ccedil;in en ideal ara&ccedil;tı. Maria Grazia Chiuri de kendisine emanet edilen bu aracı en iyi şekilde kullanarak herkesin merakla beklediği defilede modellere &uuml;zerlerinde &ldquo;We Should All Be Feminists&rdquo; ve &ldquo;Dio(R)evolution&rdquo; yazan tiş&ouml;rtler giydirerek dikkatleri &uuml;zerine &ccedil;ekti. Defilenin başlamasından sadece birka&ccedil; dakika sonra Instagram&rsquo;da #weshouldallbefeminists etiketiyle fotoğraf paylaşılmaya başlanmıştı.&nbsp;

Chiuri bu yeni konumuyla bir taşla iki kuş vurdu. Moda d&uuml;nyasının en g&uuml;&ccedil;l&uuml; markalarından birinin kreatif direkt&ouml;r&uuml; olarak kadınların da erkekler kadar başarılı olabileceğini kanıtlarken, koleksiyonda yer verdiği tasarımlarla t&uuml;m d&uuml;nyaya etkili feminizm mesajları verdi, hatta trendleri yakından takip eden moda tutkunu kadınların da bu akıma dahil olmasını sağladı.&nbsp;Dior&rsquo;un ardından defilesini ger&ccedil;ekleştiren Stella McCartney de benzer bir yaklaşımla, &ldquo;Thanks Girls&rdquo; yazan tiş&ouml;rtlerle karşımıza &ccedil;ıktı ve t&uuml;m kadınlara teşekk&uuml;r etti.

Teşekk&uuml;rler kadınlar!

Moda d&uuml;nyasında Dior ve Stella McCartney &ouml;nderliğinde g&uuml;c&uuml;n&uuml; artıran modern feminizm akımı, Alexander McQueen, Prabal Gurung, Valentino, Rodarte ve Prada gibi modaevlerinde, tasarımcıların kendi ayakları &uuml;st&uuml;nde durmayı başaran g&uuml;&ccedil;l&uuml; kadınlardan ilham almasıyla etkisini g&ouml;stermeye devam ediyor.&nbsp;

Feminenliğin &ouml;ne &ccedil;ıktığı tasarımların hakim olduğu 2017 İlkbahar-Yaz sezonuyla birlikte tarihte ilk kez moda trendleri listesinde aktivist bir akım yer almaya hak kazandı. Bir&ccedil;ok trend analiz firması, yeni yılın moda g&uuml;ndemini a&ccedil;ıklarken feminizmin sembol&uuml; olan pembe ile birlikte modern feminizm akımına da yer verdi.&nbsp;

Her sezon Mayıs ayında &ouml;nemli bir moda sergisine ev sahipliği yapan Metropolitan M&uuml;zesi de akıma dahil olarak, Comme des Gar&ccedil;ons&rsquo;un yaratıcısı Rei Kawakubo onuruna &ouml;zel bir sergi hazırlığına girdi. İlk kez yaşayan bir kadın tasarımcıya adanmış bir sergi d&uuml;zenleyecek olan MET&rsquo;in k&uuml;rat&ouml;r&uuml; Andrew Balton, &ldquo;Rei Kawakubo son 40 yılın en ilham verici ve &ouml;nemli tasarımcılarından biri. Modayı s&uuml;rekli yeni &uuml;retim yapılan, eskinin hi&ccedil; durmadan g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze yeniden uyarlandığı hibrit bir fabrika olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rsek, Kawakubo kesinlikle g&uuml;n&uuml;m&uuml;z tasarım d&uuml;nyasında en verimli &ccedil;alışan ve kendini yenileyen iş&ccedil;iler arasında ilk sırada yer alıyor. Kendisi sekt&ouml;r&uuml;n kalıplaşmış sınırlarını s&uuml;rekli zorlayarak, moda d&uuml;nyasında bir kadın olmanın getirdiği zorlukları en iyi deneyimleyen isim&rdquo; a&ccedil;ıklamasını yapıyor. Moda ile feminizm arasındaki ilişkinin aşka d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bug&uuml;nlerde Kawakubo gibi bir ismin kariyerine yakından g&ouml;z atmak hepimiz i&ccedil;in bir motivasyon kaynağı olacaktır.&nbsp;

T&uuml;m d&uuml;nyada arka arkaya yaşanan acı olaylarla eski karanlık g&uuml;nlere d&ouml;nme endişesi taşıdığımız bug&uuml;nlerde, moda d&uuml;nyası herkesin aksine feminizm konusunda bizleri daha ileriye taşıyacak b&uuml;y&uuml;k atılımlar yaparak farkını ortaya koydu. Protestoların Woman March ile sokaklara indiği, modern feminizmin bir moda akımı olarak hayatımıza girdiği 2017 yılında kadınların her zamankinden daha cesur olması hepimizin en b&uuml;y&uuml;k arzusu.&nbsp;

Cesur olup kendi başarı hikayemizi yazarak feminizmin bir moda akımından &ccedil;ok daha &ouml;te değerlere sahip olduğunu g&ouml;stermek bizim elimizde. Moda işin bahanesi olsun, biz de bu vesileyle hayatımıza sahip &ccedil;ıkalım...

Hepimiz feminist olmalıyız!

Tavsiye edilen içerikler

MODA

Hedi Slimane LVMH'nin yeni kreatif direktörü olabilir mi?

LIFESTYLE

#KalptenTasarımlar eğitime destek oluyor

HOMMES

İçine doğan cesaret: Mert Demir

WEDDING

Jacquemus’ün Le Mariage koleksiyonu hakkında bildiğimiz her şey

HOMMES

Remzi: "Tanıdık Yüzler" sergisi 4 Mayıs'a kadar devam ediyor

LIFESTYLE

Emily in Paris’in dördüncü sezonu hakkında bilmeniz gerekenler

Be Well

Sportif ilham: Ünlü isimlerin ilham veren spor rutinleri

MODA

Louis Vuitton 2024 Pre-Fall